Kazanmis
Sorunu sor hemen cevaplansın.
kazanmis teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- kazanmış
- winning
- kazan
- boiler
- zafer kazanmış
- victorious
- kazan
- {f} won
The Netherlands have won the 2010 World Cup.
-2010 Dünya Kupası'nı Hollanda kazandı.
Spain has won the 2010 FIFA World Cup and the national team logo gains the first star.
-İspanya, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın galibi oldu ve millî takım logosu ilk yıldızını kazandı.
- kazan
- earn
His parents' view was that he was wasting his earnings on a silly girl.
-Ebeveynlerinin görüşü onun kazancını aptal bir kıza harcadığı idi!
She earns more than she spends.
-O harcadığından daha fazla para kazanıyor.
- kazan
- cauldron
The cauldron was steaming and bubbling.
-Kazan, buhar çıkarıp köpürüyor.
The witch is stirring her cauldron.
-Cadı, kazanını karıştırıyor.
- kazan
- (Gıda) batch
- kazan
- (Gıda) cooker
- kazan
- kier
- kazan
- {f} gain
When we are praised, we gain confidence.
-Övüldüğümüz zaman güven kazanırız.
Ill-gotten gains are short-lived. The only way to make real money is to earn every penny.
-Haksız kazançlar kısa ömürlüdür.Gerçek para yapmanın tek yolu her kuruşu kazanmaktır.
- kazan
- {f} earned
His ideas never earned him a dime.
-Onun fikirleri asla ona on sent kazandırmadı.
He earned the money he needed to go to college.
-O, üniversiteye gitmek için ihtiyacı olan parayı kazandı.
- kazan
- {f} winning
I'm sure of winning the championship.
-Ben şampiyonluğu kazanacağımdan eminim.
That team has little, if any, chance of winning.
-O takımın çok az, eğer varsa, kazanma şansı var.
- kazan
- {f} gaining
The ominous thunderstorm in the distance was gaining speed and strength.
-Uzaktaki uğursuz bir fırtına hız ve güç kazanıyordu.
You're not gaining anything by doing so.
-Öyle yaparak hiçbir şey kazanmıyorsun.
- kazan
- {f} win
If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.
-Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder.
Is there any possibility that he'll win the election?
-Onun seçimi kazanması için herhangi bir ihtimal var mı?
- kazan
- vessel
- kazan
- seether
- büyük başarı kazanmış
- triumphant
- kazan
- boiler; furnace (containing a boiler)
- kazan
- kepçe: İstanbul kazan ben kepçe. I have searched all over Istanbul
- kazan
- caldron, cauldron, large kettle
- kazan
- gross
- kazan
- caldron
- kazan
- bowl
Who do you think will win this year's Super Bowl?
-Bu yılki final karşılaşmasın kimin kazanacağını düşünüyorsun?
The Denver Broncos have won the 50th Super Bowl.
-Denver Broncos, Super Bowl 50'yi kazandı.
- kazan
- cauldron, kettle; boiler, kier
- kazan
- (Tekstil) kettle">(Tekstil) kettle
- nitelik kazanmış din
- revivalism
- zafer kazanmış
- triumphant
Tom looked at me triumphantly and said, Check and mate.
-Tom bana zafer kazanmışçasına baktı ve Şah ve Mat. dedi.
- ödül kazanmış
- laureled
- ödül kazanmış
- laureate
- ödül kazanmış
- laurelled [Brit.]
İlgili Terimler
kazanmis teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- Kazan
- City in Russia, capital of Tatarstan, Russia
- Kazan
- Turkish-born American stage and film director whose credits include Williams's A Streetcar Named Desire (1947) and the movies On the Waterfront (1954) and East of Eden (1955). City (pop., 2001 est.: 1,090,200), capital of the Tatarstan republic, western Russia. Located at the confluence of the Volga and Kazanka rivers, it was founded in the 13th century by Mongols of the Golden Horde; it became the capital of an independent khanate in the 15th century. In 1552 Ivan IV (the Terrible) captured Kazan and subjugated the khanate. The city was burned in a revolt (1773-74), but after its reconstruction it grew in importance as a trading centre, and by the beginning of the 20th century it was one of the chief manufacturing cities of Russia
- Kazan
- City in Russia, administrative center of Tatarstan, Russia
- Kazan
- {i} city west-central Russia on the Volga river; family name; Elia Kazan (1909-2003), Turkish born United States movie and stage director and author of Greek parentage
- kazan
- an industrial city in the European part of Russia
İlgili Terimler
kazanmis teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- KAZAN
- (Osmanlı Dönemi) (KEVZÂN) Semiz şişman kimse
- kazan
- Çok miktarda yemek pişirmeye veya bir şey kaynatmaya yarayan büyük, derin kap
- kazan
- Buhar makinelerinde, kalorifer tesisatında, suyun kaynatıldığı kapalı kap
- kazan
- Çok miktarda yemek pişirmeye veya bir şey kaynatmaya yarayan büyük, derin kap: "Koca bir kazan patates kaynattık."- A. Gündüz
- kazan
- Sazlık yerlerde dibi bulunmayan sulu yer
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.